Arda DÜNDAR
Canım öğretmenim,
İlk gün karşında çok utanmıştım, bütün soruları kafamı sallayarak cevaplamıştım. Çünkü konuşmalarım hiç anlaşılmıyor ve kimse beni anlamıyor diye çok içime kapanmıştım. Aslında çok yaramaz bir çocuktum ama sizin yanınızda uslanıyordum. Tek tek söyleyemediğim bütün sesleri öğrettin bana, önce “k” harfinden başladık. Ne kadar mutlu oldu annem ”k” sesini çıkardığımda. Sonra “g” sesine geçtik, boğazımı titretmeyi öğrendim; gel, git, gazoz, garaj hepsini söylüyordum. Sonra yılan sesi dedik; ”sısssss” yaptık. Artık babamın da adını söyleyebiliyordum, Serkan diyebiliyordum, babam çok mutlu olmuştu. Sonra “z” sesi, sonra “v”, sonra ”ç”, sonra “y” derken bütün sesleri söyleyebiliyordum artık. Her hafta Salı gününün gelmesini iple çekiyordum çünkü çok şey öğretiyordun bana.
Bugün çok üzgünüm çünkü bu son dersimiz. Minnet borçluyum sana öğretmenim, sen bana hayata daha güçlü tutunmayı, kimseden çekinmemeyi ve ne olursa olsun hep gülmesini öğrettin.
Canım öğretmenim, seni çok seviyorum. Beni çok güzel eğittiğin için çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.