Psikolog Nurgül Ay: “Çocuk okulu ceza olarak görmemeli”
Okula yeni başlayan çocukların nasıl yönlendirileceği, okulla ilişkilerini nasıl düzene sokacakları konusunda ailelerin dikkat etmesi gereken bazı noktalar bulunuyor.
Okula başlama hem aile hem de çocuk için heyecan verici bir deneyimdir. Bir çocuk için okul uyulması gereken kurallarıyla, bastırılması gereken dürtüleriyle, yeni insanlar ile ortak bir payda da buluşmasıyla, yapması gereken akademik becerileriyle, kısacası hem yeni hem de oldukça fazla sorumluluklarla dolu yepyeni bir sosyal çevredir.
Yeni Gün Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi Psikologu ve Aile Danışmanı Nurgül Ay, okula yeni başlayan çocukların psikolojilerini doğru yönetmek adına ailelere birkaç tüyo verdi.
Psikolog Nurgül Ay, “Okulun iki temel işlevi vardır. Bunlardan biri uyum diğeri çevredir. Bu dönemde ailenin ve öğretmenlerin çocuğa karşı olan tutumu onun benlik algısını olumlu ya da olumsuz etkiler. Dolayısıyla çocuğun gelecekteki eğitim ve sosyal hayatının uyumlu ve başarılı olması için bazı konulara dikkat edilmesi gerekir” diyor.
Okul ile ilgili negatif-olumsuz şeylerden bahsedilmemesi gerektiğinden, ebeveynlerin kendi okul hayatlarındaki olumlu yaşantılardan örnekler vermelerinin önemine vurgu yapan Ay, çocuğun okula karşı pozitif duygular beslemesi için bu davranışların gerekli olduğunu aktarıyor.
Çocuğun okula gitmeyi bir zorunluluk ya da ceza gibi algılamaması için buna sebep olacak konuşma ya da davranışlardan uzak durulması gerektiğini söyleyen Nurgül Ay, okulun ilk günlerinde çocuğa güven vermek adına ilk hafta birlikte okula gidilebileceğini, sonraki haftalarda kararlı bir şekilde yanlarından ayrılmaları gerektiğini belirtiyor.
EV ÖDEVLERİNİ ÇOCUĞUN KENDİSİ YAPMALI
Öğrencilerin okula adaptasyon süreci ve sonrasında çocuğa verilen sorumlulukları ailelerin üstlenmemesi gerektiği konusunda uyarırken, çocuk bu sorumluğun kendisine ait olduğunu bilmesi gerektiğini vurguluyor.
Nurgül Ay; “Başarısının artması ve olumlu davranışlar kazanması konusunda atılması gereken ilk adım; azarlamayı, bedensel ceza vermeyi, eleştirmeyi ve başkalarıyla kıyaslamayı bırakmaktır. Kıyaslamak çocuğu reddetmektir. Onu olduğu gibi kabul edin.
Başarısızlığı konusunda ailenin vereceği olumsuz tepkiler ya çocuğun okuldan ve derslerden soğumasına ya da aşırı ders çalışmasına ve sosyal etkinliklere katılmamasına yol açabilir. Bu da çocuğun psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkiler.
Çocuğun her konuda desteklenmeye yüreklendirilmeye ihtiyacı vardır. Bunu yaparsanız hem çocuğun kendine olan güveni artar hem de yeni başarılar elde etmek için heveslenir. Önemli olan performans değil çabadır. Yani çocuğun başarmak için gösterdiği emektir” diyor.
Bütün bunlara rağmen bazı çocuklarda okul fobisi görülebileceğinden bahseden Ay, çocuklarda okul fobisinin bulantı, kusma, karın ağrısı, baş ağrısı, ishal ya da uykuda huzursuzluk gibi belirtilerle kendini gösterebileceğini söylüyor. Nurgül Ay; “Aile böyle bir tepki ile karşılaşırsa, mutlaka psikolojik bir destek almalıdır. Çünkü bu belirtiler fiziksel değil psikolojik bir sorunu işaret ediyor olabilir. Okul fobisi kaygı bozukluğu olan çocuklarda daha sık gözükmektedir. Psikodinamik bir alt yapısı vardır, bu yüzden gecikmeden bir uzman yardımına başvurulmalıdır” diyerek okul fobisinin hafife alınmaması konusunda da uyarıyor.